25 Kasım 2013 Pazartesi

40'da Var Mı Bir Keramet?


Ekim ayında 40. yaşımı kutladım. Çocukken ve de 20’li yaşlarda, ne büyütürdük gözümüzde 30’lu yaşları hele de 40’ları. Oysa değişen pek bir şey yok özünde insanın. Sadece daha fazla yaşamışlık ve de tecrübe var. 40 yaşıma girmeden önce öyle oturup da bir hayat muhasebesi yapmadım. Ama özellikle 40 yaş öncesindeki son yılım, ilginç bir şekilde, kendim için hayatta en önemli olan şeylere karar verdiğim bir yıl oldu. Geçmişte benim için çok vazgeçilmez olduğunu düşündüğüm pek çok şeyin aslında pek de önemli olmadığını anladım. Ve kendime yeni bir yol çizdim. O nedenle kendimle daha barışık, daha kendini bilir, daha sakin girdiğim yeni yaşımda geleceğe karşı daha umutluyum.

Kimisi daha önce kimisi daha sonra yaşar bu ruh halini belki, ama bu bilincin benim 40 yaşıma denk gelmiş olmasının benim için farklı bir anlamı var. Çünkü 40 sayısında bir gizem var bana göre. Bu gizem en çok kızım doğduktan sonra anne olarak geçirdiğim tuhaf değişim döneminde düşündürdü beni.

“Kırkı çıkmak” deyimi çokca kullanılır lohusalık döneminde. Annenin doğumdan sonra, ister normal doğum yapmış olsun ister sezaryan, ağrı ve acılarını atlatıp tekrar normale dönmeye başladığı dönemi ifade eder bu dönem. Doktorlar da başka bir komplikasyon yok ise ilk kontrolü doğumdan 6 hafta sonraya verirler. Kırkı çıkınca insan zaten altı haftayı da doldurur. Yani örf ve adetlerle hayatımıza girmiş olan kırk gün, 6 haftaya denk getirilerek bilim ile de desteklenmiş olur.  O zamandan beri takıldım ben bu 40 sayısına.

Şimdi yine bir 40 sayısı dönemindeyim, bu sefer 40 yaşındayım. Bendeki tüm bu algılama değişimlerinin 40 yaşıma denk gelmesi bir tesadüf mü, yoksa keramet yine 40 sayısında mı diye düşünmeye başladım ben. Ve bir araştırma yaptım var mıymış bir anlamı bu 40 rakamının diye.

Bir de baktım ki çok eski çağlardan beri kırk sayısının özel ve uğurlu bir sayı olduğuna, bazı tabiat varlıklarını temsil ettiğine inanılırmış. Dinde, matematikte, astronomide, astrolojide, edebiyat ve tasavvufta ayrı ayrı anlamları varmış.

Eski doğu ülkelerinde, Hindistan'da ve Türkler’de büyük önem taşıyan kırk sayısı sonradan İslam inançları içerisine de girmiş. Tanrının Hz. Adem'in çamurunu 40 gün yoğurduğuna; Nuh tufanının 40 gün süren yağmurlardan sonra oluştuğuna; dünyanın sonu yaklaştığında Mehdi'nin kıyametten önce 40 yaşında ortaya çıkacağına ve kırk yıl yeryüzünde kalacağına inanılmaktaymış.

Kırk sayısı İslam dininde de yerini bulmuş. Hz. Muhammed'e 40 yaşında peygamberlik verilmesi ile insanın 40 yaşında olgunlaştığına inanılması; İslam dininin doğuşu sırasında Hz. Muhammed’e ilk bağlananların 40 kişi olması ve kadınlarda hamileliğin 40 hafta sürmesi gibi nedenler bu sayının kutsallığına olan inancı daha da geliştirmiş.

Bu inançla birlikte, doğumdan ve ölümden sonra 40 gün geçmesi gerekliliği ile “kırkı çıkmak” deyimi kullanılmaya başlanmış.

Anadolu gelenek ve göreneklerde bu denli bahsedilen ve İslam dininde de önemi büyük olan 40 sayısı, inisiyasyon çalışmalarında, olgunluğa erme ve tamamlanma, bütünlenme olayının anlatılması için de kullanılmakta. Bu anlayışta olgunluğa erişme, bir ve bütün olan anlayışı ifade eden 40 sayısından sonra farklı bir kapı açıldığına, olağan durumda bir değişim olduğuna inanılmakta.

Bununla da kalmayıp, asırlardan beri, mistik ustaların çömezlerine, hep “kırk gün” tavsiye etmeleri de bu tezi desteklemektedir. “Kırk gün sabret, kırk gün tekrarla, kırk güne kadar gerçekleşir.”

Olgunlaşma manasında, “40 fırın ekmek yemek” deyimi de aynı düşünceyi destekliyor öyle değil mi?

Ayrıca İslam Mistisizmine göre Sufinin 40 günlük inzivaya katlanması şarttır. Bektaşilikte “Dört Kapı Kırk Makam” seklinde Kamil (olgun) insan olma ilkeleri vardır. 

Anadolu örf ve adetleri ve İslam dininde bu kadar özel bir yeri olan 40 sayısı ilginç bir şekilde diğer inanışlarda da yerini buluyor:

  • Şaman inanışına göre ruh fiziki bedeni 40 gün sonra terk etmektedir.
  • Manas destanında olduğu gibi, Dede Korkut hikâyelerinde 40 yiğitler görülmektedir.
  • Ayasofya Kilisesi’nin zemin katında 40 sütununun ve kubbesinde de 40 penceresi olmasının kökeninde o devirlerden kalma Şaman veya Totem gelenekleri yatmaktadır.
  • 40 sayısı Eski Mısırlılar’da gök varlıklarının kendi yörüngeleri üzerindeki dönüm sürelerini gösterir.
  • Mısır Piramitlerin sayısı 80'e yakındır. Hepsi Nil’in sol kıyısına kurulmuş ve vadide 40 kilometrelik bir uzunluk içine yayılmışlardır.
  • Eski Mısır’da firavunun ölümünden 40 gün sonra cennete gidebilmek için bir boğa ile mücadele etmek zorunda kaldığına inanılır.
  • Musa  Tanrı'nın buyruklarını Tur Dağı’nda 40 gün 40 gecede almıştır.
  • Hristiyanlar paskalyaya 40 gün oruç tutarak hazırlanır.
  • Katolik Kilisesine göre 40 insanın Kanonik çağıdır. Yani zeka bu yaşta bütünüyle gelişmiş olur.


Araştırdıkça şaşkınlıkla gördüm ki, dilimizde 40 sayısıyla ilgili o kadar çok deyim ve kullanım var ki . İşte bunlardan bazıları:

“Kırkpınar; Kırk haramiler; Kırk-ikindi yağmurları; Kırk bir kere maşallah; Kırk para; Kırk yılın başı; Kırk yılda bir; Kırk yıllık dost; Kırk katır mı-kırk satır mı; Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırının olması;  Kırk gün kırk gece; Kırk kere söylersen olur; Kırkından sonra azanı…; Kırk parçaya bölünmek; Kırk yiğitler; Kırk dereden su getirmek; Kırklara karışmak; Kırk tarakta bezi bulunmak; Kırk akşamın delisi; Kırk çarşamba bir arada; Kırk evin nankör kedisi; Kırk gün düşünsem aklıma gelmez; Kılı kırk yarmak, Kırk kürk kırkının da kulpu kırık küp; Kırklanmak; Bir yastıkta kırk yıl kocama”…

Yaşamımıza bu kadar çok girmiş 40 sayısı farklı inanışlarla da bu denli desteklendiğine göre vardır bunda bir keramet diyorum ben. Sanırım yazının başından sonunda kadar kırkı aşkın kere 40 demişimdir, bundan önce bir keramet yoksa da sanırım bundan sonra olur. Ne dersiniz?


Referanslar:



24 yorum:

  1. Öncelikle mutlu yaşlar, sevdiklerinle beraber. Uzun ömürler. 50 yaşına girmek üzere olan biri olarak söyleyeyim; 40'lı yaşlar HARİKAYDI. Ama sanırım 50'ler HARİKULADE olacak...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim Mehmet abi, sizın de yeni yaşınız şimdiden kutlu olsun.Yıllar geçtikçe yaşamdan daha çok keyif alan bir insan olarak sanırım 50'lerin 'harikulade' olacağına ben de katılıyorum :)

      Sil
  2. Harika bir yazı,kırk bir kere maşallah diyerek söze başlarken... :) katıldığım bir seminerde katılanların mail ve kişi bilgilerini kaydettikleri forma; benden önce 20 li ve 30 lu yaşlarını yazanlardan sonra kırk yazmanın benim için düşündürücü olduğunu hatırlıyorum...(aslında 40 olduğumun farkında değilmişim heralde o zamana kadar..)arkadaşım aysel yanımdan beni dürterek ''hadi yazsana özlem ben de 39 yazıcam ''demişti... :))) olsun 40 da güzelmiş... özlem göksu

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için ve de güzel yeni yaş dileğin için çok teşekkürler Özlem.Evet, 40 yaş kesinlikle güzel bir yaş :)

      Sil
  3. Kırk sayısının bukadar kerameti varsa eminim sSana dauğurlu gelecek Sıdıka Kayalarlı

    YanıtlaSil
  4. Ne kadar cok kirk kullaniyormusuz gunluk dilimizde(?) Super bir yazi! Mutlu kirklar! Keramet olsa gerek kirkta.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim Edacım. Ben de yazarken şaşırdım bu kadar çok yaşamımıza girmiş olmasına. Var bir keramet kesinlikle, hep beraber göreceğiz...

      Sil
  5. Nice yaşlara . Kırk eskiden bayağı büyük sayılırdı . Kırkından sonra saz çalınmaz gibi . Ama ömürler uzadıkça kırk yaş gençleşti , Ellili yaşlar orta yaş oldu . Hem sen ne çabuk bu yaşa geldin . Allah sağlıklı uzun ömürler versin .sevgiler ..... Nezahat

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim annecim. Ben de anlamadım nasıl 40 olduğumu walla,Öpüyorum...

      Sil
  6. Canim yazilarinin takipcisiyim.ellerine saglik ...

    YanıtlaSil
  7. Canm,yzin superde yaslar artik super degil.Saglikli olan hersey guzel deyip gecmek en iyisi Basarilar ASIYE

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim teyzecim, en sonunda başardınız yorum yapmayı :) Evet sağlıklı yeni yaşlar olsun hepimize...

      Sil
  8. Tubacim her yazini keyifle takip ediyorum. Seninle paylasabilecegim duygulardan birisi de bu; 35'ten itibaren cok keyif almaya basladim kendimi kesiften, gereksiz yuklerden kurtulmaktan, dostlarimin keyfine varmaktan... 40larimizi saglikla doya doya birlikte yasamayi dilerim. Elif.

    YanıtlaSil
  9. Teşekürler Elifcim, hem yorumun, hem de yazılarımı takip ettiğin için. Evet nice keyifli 40lara ve sonraki yaşlara hep birlikte...

    YanıtlaSil
  10. Tuba yazına küçük bir katkı olmasını istedim:
    Anadolu insanını karanlıktan aydınlığa çıkaran devrimlerin yaratıcısı Atatürk en büyük eserim dediği Cumhuriyet'i 40 yaşında bize bağışlamıştır.
    Yazını zevkle okudum, çok güzel kaleme almışsın. Dayanaklarıyla birlikte bilimselliğini de işlemişsin.
    Tebrikler

    Recep Uzuncakara

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumunuz ve beğeniniz için çok teşekkürler eniste.Atatürk ile ilgili katkınız için de ayrıca teşekkür. Atatürk'ün 40'lı yaşlarda Cumhuriyet'i ilan etmesi de bu yaşın gizemini destekliyor gerçekten...

      Sil
  11. Sevgili Tuba,

    Yazini karsi konulmaz bir merak ve havaya kalkan kaslarla okudum desem sanirim dusubce ve hislerimin bir kismini anlatmis olurum. Senin gibi Ekim ayinda 40'i kucaklayan ama maalesef bu misafiri senin gibi olumlu duygularla karsilayamayan biri olarak yazinin bana bir umut verdigini soyleyebilirim. Bu da aklin yasta degil basta olduguna bir ornek teskil ediyor olsa gerek :-)

    Pratikte 40 hayatinizda pek cok seyle hesaplasmanizi bitirdiginiz bir yas. Ama ayni zamanda yikici bazi aksiyonlara da gebe olabiliyor. Bir arkadasim bana 40 yasindan sonra artik ana burcumuzun degil yukselen burcumuzun etkisi altina girdigimizi soylemisti. Bu sozler ve 40 yasin hayatima girisi bende muthis bir mucize beklentisi olusturmustu ama tabii bunun gecerli olmadigini kisa surede gordum. Cunku aslinda rakamlar sadece birer ifade araci, ayni harfler gibi. Onlari anlamlandiran, yucelten ya da yerin dibine batiran hep biziz. Kendimiz disinda donup bakacagimiz kimse ama hic kimse yok.
    Bu nedenle KEEP CALM AND THANK GOD YOU ARE FORTY diyorum ki aynisini 50, 60, 70 icin de soyleyebilelim. Cunku ozellikle belli bir yastan sonra anne olan kadinlar olarak onumuzde genc ve zinde gecirmemiz gereken daha uzun yillarimiz var. Biz 50-55 yasinda anneanne-babaanne olamayacagiz muhtemelen. Mesela benim kucuk kizim benim evlendigim yasta evlenmeye karar verirse ben 64 yasinda olacagim :-) O yuzden asil Super Babaanneler/Anneanneler bizim nesil olacak sanirim...

    Sevgilerle "yaşdaş"ım...

    Banu Cicek OZKECELİ

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumun için çok teşekkürler Banucum. Senin de 40. yaşın kutlu ve de mutlu olsun. Daha yapılacak çok iş, yaşanacak nice güzellik var. O nedenle rakamlara takılmadan sadece yaşamaya odaklanmalıyız bence. Sağlıklı, mutlu nice yaşlarımız olsun ki çocuklarımız için iyi örnekler olalım ve onların güzel günlerini hep beraber görelim. Sevgilerimle...

      Sil
  12. Blogunuzu bugun bir arkadasimin paylasimindan gordum ve cok sevdim. Paskalya ile ilgili olani ilk okudum daha sonra da digerlerini ve cok hosuma gitti hepsi. Ellerinize ve emeklerinize saglik, ailenizle daha nice baharlar ve nice 40'li yaslar dileklerimle, sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  13. Yorumun için çok teşekkürler Öğten. Blogumu sevmen ve yazılarımı keyifle okuman çok mutluluk verici.Size de sağlıklı ve mutlu baharlar, yeni yaşlar diliyorum. Sevgilerimle...

    YanıtlaSil